Tarihin önemli bir dönemine katkısı bulunan Troya Antik Kenti’nde kazı sonucu ulaşılan tarihe ışık tutan birçok eser Troya Müzesi’nde sergileniyor. Yapımı 2014 yılında başlayıp 2018 yılında tamamlanan ödüllü müze, ülkemizin en önemli müzeleri arasında yer alıyor. Troya Müzesi açıldığı günden bu yana dünyanın birçok yerinden ziyaretçi ağırlarken hem tasarımı hem de barındırdığı önemli eserler ve konumu itibariyle de dikkat çekiyor. Eğer siz de hala Troya Müzesi’ni ziyaret etmemişseniz, gitmeden önce bilmenizi istediğimiz 7 maddeyi aşağıda bulabilirsiniz.
Troya Müzesi’ne Ulaşım
Çanakkale merkezine yaklaşık 30 kilometre mesafede bulunan Troya Müzesi milli park içinde bulunuyor. Kendi aracınızla gelmek isterseniz rotanızı Gelibolu Yarımadası’na doğru belirlediğinizde tabelaların yardımıyla ören yerine ulaşmış olacak ve Truva Atı anıtı ile karşılaşacaksınız.
Troya Ören Yeri
Troya Antik Kenti, Homeros’un dünyaca ünlü İlyada Destanı’nda sözünü ettiği Troya Savaşı’nın gerçekleştiği yer. Diğer yandan Troya’yı önemli kılan bir diğer nokta Anadolu’da tarih öncesi döneme ait ilk sistematik kazının bu bölgede başlamış olması. Bölge ilk kez 1870 yılında Alman Arkeolog Heinrich Schliemann tarafından kazılmış, şehre ait kalıntıları açık havada gezip görebilirsiniz.
Ödüllü Müze Troya
Troya Müzesi’nin projelendirme süreci 2011 yılında başlayarak 2018 yılında son buldu ve müze ziyaretçilerini karşılamaya başladı. Üç kattan oluşan müzenin her katı ayrı bir hikayeyi yansıtıyor ve her kata rampalardan çıkılarak ulaşılıyor.
Avrupa Müze Forumu – EMF tarafından verilen ve en saygın müzecilik ödülleri arasında yer alan Avrupa Yılın Müzesi Özel Ödülü’nün sahibi 2020 yılında Troya Müzesi oldu. Müze açık ve kapalı alanları dahil olmak üzere toplamda 12.712 metrekareden oluşuyor. 52’si açık, 1712’si de kapalı alanda olmak üzere toplamda 1764 eser sergileniyor.
Troya Müzesi’nde Yer Alan Tarihi Eserler
Müzeye girişiniz bir rampa ile aşağı doğru inerek başlıyor. Rampanın duvarlarındaki nişlerde Troya’nın farklı katmanlarının büyük boy görsellerle sergilendiğini göreceksiniz. Bu girişte müze ziyaretçilerine arkeoloji bilimi, tarihleme yöntemleri, arkeolojik terimler, çizimler ve şemalar ineraktif yöntemlerle gösteriliyor. Aynı zamanda müzenin krokisi ve kat şemalarının yer aldığı broşürleri de bulabilirsiniz. Müzenin corten yani paslanmış metal kaplı bir yapıda olması içinde sergilenen ürünlerle kendine has yaşanmışlık duygusunu yansıtmasını sağlıyor.
Truva Müzesinin Katmanları
Zemin ve teras katları da dâhil olduğunda beş katlı olan Troya Müzesi binası, her katında ayrı bir konuyu barındırmakta ve ziyaretçiye geniş alanlarda sunmaktadır.
Zemin Kat / Troas Kentleri
Zemin katta Biga Yarımadası’nı kapsayan Troas bölgesinin eserleri yer alıyor. Bu bölgede sayısı elliye ulaşan antik kentin varlığı biliniyor. Ayrıca 1800’lü yıllarda yurtdışına kaçırılan ve sonrasında Kültür Bakanlığı tarafından iadesi sağlanan Truva Hazinesi bu katın öne çıkan eserlerinden birisi.
Birinci Kat / Truva’nın Katmanları
Müzenin birinci katına geldiğinizde burada Troya’nın tunç çağı dönemine ait eserleri yer alıyor. Tarihi gelişim sıralamasıyla Troya’nın katmanları ve gelişimini takip edebileceğiniz birinci katta tunç dönemine ait gündelik yaşam, zanaat ve çevre ilişkilerini yansıtan aletleri görebilirsiniz. Bir üst kata bağlanan rampadan çıkarken tunç çağı ve klasik dünya arasındaki geçişi gözlemleyebilirsiniz.
İkinci Kat / Antik Dünya
Arkaik çağ ve Doğu Roma İmparatorluğu arasındaki tarihi dönemin yansımalarını göreceğiniz bu katta İlyada ve Troya Savaşı Destanı farklı şekillerde sergileniyor. İlyada Destanı’nda sözü geçen Troas kentleri ve onlara ait haritalar, tarihi eserler de yine bu hatta sergilenenler arasında yer alıyor.
Üçüncü Kat / Troya Kazı Tarihi
Bu katın sergi alanı olarak kullanıldığını söyleyebiliriz. Troya Antik Kenti’nde arkeolojik kazının başladığı tarihten günümüze değin yapılan çalışmalar hakkında bilgiler sergileniyor. Bunlar arasında antik kentte ilk kazı çalışmalarını başlatan Arkeolog Schliemann’ın Truva hazinesini yurtdışına kaçırma hikayesi oldukça ilgi çeken anılardan birisidir.
Teras
Teras kata vardığınızda önünüzde alabildiğine uzanan Troya Antik Kenti Milli Park alanını izlerken Troya’da yaşanan savaşlar, doğal olaylar, günlük hayat ve yaşama dair tüm detaylar daha çok ilginizi çekecek, merakınızı uyandıracaktır.
Troya Müzesi Giriş Ücreti ve Ziyaret Saatleri
Müzekart’ın geçtiği müzede eğer Müzekart’ınız yoksa giriş için 60TL ödeme yapmanız gerekiyor. Müzeye giriş saatleri ise yaz ve kış dönemi olmak üzere ayrı ayrı belirlenmiş. 15 Mart – 23 Ekim arasındaki tarih yaz dönemi ve 08.00 ile 20.00 saatleri arasında müzeyi gezebilirsiniz. Kış dönemi ise 23 Ekim – 15 Mart tarihlerini kapsıyor ve 09.00 – 18.00 saatleri arasında gezilebiliyor.
Troya Müzesi’nde Görülmesi Gereken 7 Eser
- Bronz Amfora: M.S 4. yüzyıla ait olan eser, 2005 yılında gün yüzüne çıkarılmıştır. Parion Antik Kenti’ne aittir.
- Altıkulaç Lahdi: Ne yazık ki define avcıları tarafından zedelenen lahit için kurtarma kazısı yapılmıştır. M.Ö 500 yıllarına ait olduğu belirlenen lahit, Çan ilçesi Altıkulaç Köyü’nde yer alan tümülüsten çıkarılmıştır.
- Polyksena Lahdi: 1994 yılında bulunan eser M.Ö 500 yılına ait. Lahit Truva Kralı Priamos’un kızı Polyksena’nın kurban edilmesini yansıtıyor.
- Kentauros Triton Heykeli: Parion Antik Kenti kazıları sırasında 2012 yılında ortaya çıkarılan heykel, 130 cm yüksekliğinde. Heykelin kazı sırasında kolları ve başı kırık bir şekilde bulunsa da sonrasında onarılmıştır.
- Knidos’lu Afrodit Heykeli: Dardanos tümülüsünde 1959 yılında bulunan heykel, Knidos’lu Afrodit heykelinin yerel bir kopyası. Aslı ise asla bulunamamış. Yine aslına oldukça benzer bir kopyası da British Museum’da sergileniyor.
- Ana Tanrıça Kybele Heykelciği: Troya kazıları sırasında bulunan heykelcik, tahtta oturur bir şekilde sağ elinde phiale, sol elinde tympaneum ve kucağında aslan ile betimlenmiş.
- Troya Hazineleri: Truva kazılarını başlatan Heinrich Schliemann tarafından yurtdışına kaçırılan bu hazine, 4500 yıllık geçmişe sahip olan 24 parçalık hazine 2012 yılında ülkemize geri getirilmiştir. Günümüzde hazinenin bir kısmı Moskova Puşkin Müzesi’nde sergilenmeye devam ediyor.
Diğer ülkeler
Danimarka, Slovenya, Letonya, Estonya, Avusturya, Polonya ve Litvanya gibi AB ülkeleri ise Almanya’ya benzer bir tutum izliyor. AB dışından gelenlerin zorunlu haller dışında ülkeye seyahatlerinde kısıtlamalar uygulanırken, aşı olanlar test ve karantinadan muaf tutuluyor. Bazı AB ülkeleri yapılan aşıları kabul etmek için ikili anlaşmalar imzaladı. Örneğin Macaristan; Türkiye, Slovenya ve Sırbistan’dan gelen aşı olmuş kişileri kısıtlamalardan muaf tutuyor. “Reopen EU” adlı internet sayfası, AB’ye üye 27 ülkede pandemi ile bağlantılı olarak geçerli olan seyahat kuralları konusunda ayrıntılı bilgi sunuyor.
– Yolculuğunuzun her olağanüstü detayın özenle seçilmiş olması
– Kusursuz bir şekilde uygulanan, el yapımı, esnek ve kusursuz güzergahlar
– Egzotik destinasyonlarda uzmanı
– Olağanüstü hizmet ve detaylara tavizsiz özen
– Çiftler, aileler ve küçük gruplar için mükemmel özel yolculuklar
– Kendi kalış tarihinizi seçme özgürlüğü
– Tamamen özelleştirilebilir deneyimler
Otel ve Tur Satış
sales@delux.com.tr – 0555 963 7216